26 Mayıs 2015 Salı

İŞ’İN TEORİSİ-11/3: BAŞARI VE KİBRİN LİDERLİĞİ

İnsanlar kendi stratejilerini ve liderlik pratiklerini geliştirmenin bir parçası olarak çabalarının amacını kendi bağlamlarında işe yarayacak biçimde açıklamak için kendi dillerini bulmaya ihtiyaç duyuyorlar. İşimiz hakkında nasıl konuştuğumuz önemli. Ancak asıl önemlisi kendi kişisel düşünme, sınama ve daha açık olma yolculuğumuz, kullandığımız sözcükler değil. Önemli olan yarattığımız gerçek, onu nasıl yaftaladığımız değil.”1 Senge’nin bu ifadesinde vurgulandığı gibi; amellerimizin oluşturduğu gerçeklik ortada iken, onu hangi şekle soktuğumuz veya tanımladığımız özünde onun niteliğini ve niceliğini değiştirmeyecektir. Bu bağlamda, insan düşüncesi ve eyleminin bir ürünü olan yönetim olgusunun yerine onun bir unsuru ve parçası liderliği –ki o da kendi gerçekliklerine haizdir- pazarlama ve kıymetlendirme marifetiyle kestirmece ikame ederek sadece yaftalama değil, aynı zamanda insanın anlama yetisini örterek, hatta karartarak algılatmaya dönüştürüp yüksek bir fiyata satıyoruz.
Aslolan yönetim olgusudur, pazarlanan liderlik ise ondan ayrıştırılan bir parça. Bilindiği gibi denizyıldızından kopan kol onun yenilenmesine vesile olur, kopan kol ise ya yozlaşır ya da ondan aslının bire bir aynısı olan yeni bir denizyıldızı ürer. Liderlik de yönetimin tümlüğündeki bir kol gibidir; yoksa yönetim olgusundan ayrı, ona karşıt, alternatif bir belit değildir; bağlamı yönetimde olan bir nitelik-unsurdur. Ancak, liderliğe ilişkin çalışmalarda –istisnalar hariç- lider, yöneticiye karşıt veya rakip bir mevcudiyetmiş gibi ayrıştırılmakta, özellikleri kıyaslanmakta ve böylece bağlamı belirsizleşmektedir. İşte bu belirsizleştirme liderliği mitosa eviren bir mevhuma dönüştürmektedir. Liderlik, yeni zamanların kurgulanmış, ama aynı zamanda kaçınılamayan mitidir. Bu ürün de diğer her ürün gibi kendi yaşam döngüsünü tamamlayana kadar pazardaki rolünü oynayacaktır.   
Liderlik olgusunu ön plana çıkaranlar önünde-sonunda yönetim, yönetici, sevk ve idare sözcüklerine dönüş yaparak bunların rasyonalitesine dayanmak zorundadırlar. Zira liderlik -istensin ya da istenmesin- akılcı ve gerçekçi bağlamını sadece yönetimin, sevk ve idarenin etki alanında bulabilecektir; ağaç köklerini burada salmıştır. Nitekim ayağı yere basan araştırmacılar liderliği ve lideri, yönetim ve yönetici olgusundan ayrıştırmadan bileşik bağlamda değerlendirirler: Lider Yönetici kavramı bu bağlamdan neşet etmiştir; uygulamada rastladığımız ve müşahede ettiğimiz en gerçekçi lider tiplemesidir.


          Liderliğe ilişkin yapılan ve süreklilik arz eden olumlama alışkanlığına önceki kısımlarda işaret etmiştik.işaret etmiştik. Diğer dikkat çekici husus liderlik yazınında ortaya çıkan çelişkilerdir. Örneğin yöneticiliğin tersine, liderlikte biçimsellikten bağımsız olunduğu savı öne çıkartılmaktadır. Ama hiçbir işletme veya siyasi bir sistem yürütüm yönüyle normatif düzenlemeler veya en azından belirlenmiş amaçlar dışında güdümlenemez. Bu yönetim olgusunun doğasına ters olduğu gibi, liderlik gibi en alt kademeye değin etkin olan ve her bir kişiyi bir nevi işinin lideri olarak varsayan bir modelde husul edecek karşılıklı etkileşim nedeniyle geçerlilik arz etmeyecektir. Zira erekleri bulan, saptayan ve belirlemesini yapan lider, izleyicilerini de bunlara odaklandırır ve yöneltir. Yani burada da çizilmiş amaçsal normlar ve liderce oluşturulmuş çerçeve bir tür araç olarak diğerlerine verilmiştir; verilenin kabulünün pratik olarak gerçekleştiği ortamlarda, ne lider ne de izleyicileri olan lidercikler bağımsızdır; biri amaçlara odaklanmıştır ve eğer zaman bulursa takımının üyelerine de odaklanır –ama neticede bu da amaçların selametle gerçekleştirilmesi için-, diğerleri de liderin ağzından çıkacak söze ve onun davranışlarına odaklanır. Frank Slade’in de ifade ettiği gibi, Eğer takım yenilirse, liderlik ruhu ölür; çünkü liderleri yaratanlar, nasıl liderler yarattıklarına asla dikkat etmiyorlar.” İşte lider ve ekibinin bağımlılığı böylesine sarsıcıdır! Ayrıca, Teerlink’in de vurguladığı gibi “… Paylaşmayı tercih eden bir lider olsanız dahi emir-komuta modelinden uzak durabilmek yine de zordur. Bunun nedeni, üst yönetim işinin, işgörenler, meslektaşlar ve dış dünya adına belli bazı beklentileri de beraberinde getiriyor olmasıdır. Bu geleneksel beklentileri geriye püskürtüp, karar ve sorumluluğun herkesçe paylaşıldığı bir şirket yaratılabilmesi, çalışanların güven duymalarına ve liderin de disiplin uygulamasına bağlıdır.”2
Birkaç örnekle ortaya koymak istediğimiz üzere, liderlik olgusu temel olarak yönetim erkinin pek çok stillerinden bazısının bileşkeli yansımalarından biridir. Belirgin vurgusu önderlik üzerine olan yönüdür. Bu nedenlerle, yönetim ve liderlik kavramlarının farklılevselliklere haizmiş gibi ayrıştırılması, liderliğin abartılı bir biçimde ayrıştırılarak olumlanması ve kapsama alanının genleştirilmesi, olguya pek çok alıntı niteliklerin uyumlanmaya çalışılması konuyu mitleştirmek suretiyle günümüz insanına çekici kılmak ve bunun üzerinden erinç sağlamayı amaçlamaktadır.

1 P. M. Senge, Beşinci Disiplin, Genişletilmiş 16. Baskı, İstanbul, 2013, s.361
2 R. Teerlink, Durumu Tersine Çevirmek (Harvard Business Review’den Seçmeler), İstanbul, MESS Yayınları No: 382.          


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yönetimin Sosyolojisi: Çok Katmanlı Sistemler ve Ticari İşletmelerin Temel Gerçekliği - 3

Araçsallaştırılan yönetişimi dinamik kılan başlıca unsur eyleme yönelik olması ve eylem araştırmasında temellendirilmesidir. Söz konusu ey...