Günümüzün baskın toplumsal düzeni, doğudan
batıya artık ne Auguste Comte’nin ‘eril ve pozitif (pozitivist) bilgi
toplumunun”, ne de von Hayek’in düşünce sınırlarını liberalizmin yeni bir
türevine dayatan “neo-liberal özgür toplumunun”1 veya eşit-sınıfsız
bir toplumun vizyonudur. Toplumsal dönüşüme dair yeni gösterim, günümüzde
evirilmesi hala devam eden küresel toplumun çoğullaşan ve ince ayrımlar üreten
çok katmanlı ve değişimler geçiren döngüsel niteliğini çözümleyerek yeni tarz
yönetimlerin oluşturulmasına yöneliktir. Çok katmanlı döngüsel toplumda hali
hazırda tezahür eden başat öğeler demokratik özgürlüklerin artan kargaşada
gittikçe “düzenleyici devlet sevk, idare ve denetimi” altında güvenlik adına
kısıtlanması, yurttaşların bireysel olarak kontrolü ve sosyolojik sarmalın
“yapay sinir sistemleri” aracılığıyla yüksek uygulamalı ve elektronik kökenli
ağ yönetimidir. İnsanlık tarihinin her döneminde bireyler, kabileler ve nihayet
devletler açısından en önemli hayati unsurların başında gelen güvenlik hususu
“11 Eylül”den sonra başta A.B.D. olmak üzere bütün devletler açısından
imkânları doğrultusunda; G. Orwell’ın “Big Brother”ını* devreye
sokmuş, hatta kontrol gerekliliği-zorunluluğu bazen –adeta- bir tür paranoyaya
dönüşmüştür. Çok katmanlı sistemik analizler çerçevesinde bu denli güvenlik
önlemlerinin nedenleri olarak öne sürülen çıkarsamalar çeşitlilik arz etmesinin
yanı sıra, bireysel bakış açılarının ve dahi politik ekonominin önemli
unsurlarından olan şirketleri de, dolayısıyla yönetime ilişkin teorilerin de
şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır. İçinde bulunduğumuz çağ dönemi bazı
durumların tespitinden kaynaklı ve katmansal niteliğe haiz güvenliğe yönelik
sebepleri de içeriğinde barındıran tedbirleri kapsamaktadır:
A. Güvenlik Probleminin Katmansal Yapısı
Yukarıdaki şekilde gösterilen çok katmanlı
sistemik düzenleme, günümüzde bilimciliğin popülerleştirdiği post modern
yorumlamada aşağıdaki grafiktekine benzer biçimde de yapılabilmektedir:2
B. Bilimciliğin
Çoklu Nedensellik Yorumsaması
İki görsel arasındaki en önemli fark içerik
değildir; tamamen olguların sistematiğine ve buna bağlı olarak yapılacak
değerlendirmelere, çıkarımlara ve neticede bu bağlamda oluşturulacak kuramların
bilimselliğine ilişkindir. Yoksa temelde grafiğin muhtevasında işaret edilen
kavramlar da ÇKS’nin araştırma mantığına kesinlikle aykırı değildir. Aykırılık
yöntem yaklaşımı, kavramsallaştırma, anlama-anlamlandırma ve açıklama
potansiyeli noktasındadır.
ÇKS sunduğu analiz imkânının yanı sıra,
anlamlandırma açısından da sentetik yaklaşımlara açıktır. Bu özelliğinden ötürü
yukarıda belirttiğimiz örneklere uygun şekilde bilimin gerçek anlamda sınırları
belirlenmiş biçimine de, bilimciliğe yatkın açıklamaları da kapsayabilir. Bu
olanak genişliği bir yönüyle olumlu bir özellik arz etse de, diğer yandan
pragmatist ve kötü niyetli getiri ve meşruiyet sağlama aracına da
dönüştürülebilir. Aslında bilimcilik olgusu, modern manada Hegel’in Kant’ın
“Saf Aklın Eleştirisi” adlı eseri üzerinden getirdiği kritikçi yaklaşımda
detaylı şekilde bir nevi “bilimsele tapma” şeklinde işlenmiştir. Bize göre ise
bilimcilik, araştırma programları ve genelleyici mantığının rasyonel anlamda
belirlediği sınırlandırma prensibinin; yine bu meyanda –kaçınılmaz olarak-
temellendirme-gerekçelendirme koşulunun doğurduğu sorunun epistemolojik biçemde
değil de, bir tür keyfiyete dayalı izafileştirme çerçevesinde bir kenara
konarak, rasyonaliteyi insanın düşünme potansiyelinin özgürlüğüne konan bir pranga
olduğu iddiasıyla bertaraf edilmek suretiyle özgünlük savıyla oluşturulan post
modern bilimsel-leştirme sürecidir.
Bilimciliğe veya diğer izafiyetçi
yaklaşımlara rağmen ÇKS teorileri; özellikle politik, siyasi iktisadi,
sosyolojik, psikolojik vd. yaklaşımlar-anlamalar oluşturmak marifetiyle
dünyadaki olayları ve bireysel edimleri açıklayabilmemiz ve öncelikle çeşitli
beşeri-sosyal nitelikli tasavvurlar geliştirmemize uygun ortamlar hazırlar:
Oluşturulacak teorilerin mantıksal çerçevesi ve biçemi içerikleri yönü ile
özgür alanları kapsayıcı olabilir. Seçim kişinin kendisine kalmıştır: Bilimsel
ve/veya bilimcilik tandanslı. Bu çalışmanın belirleyici mantıksal çerçevesi;
ÇKS’nin kaynakları, kuramsal disiplinleri ve açıklayıcı özellikleri
doğrultusunda genelde yönetim olgusunun analizi temel alınarak mikro düzeyde
bunun yeni yüzyılda karmaşıklaşan olay-eylem ağlarının küreselleşmeden yerele
olmak üzere yönetişim teorilerinin ve özelde işletmelerde yönetişimin çeşitli
yansıtımlarının (işletmesel yönetişim kestirimleri) muhtevasını anlamlandırmayı
ve bu bağlamda şirketler için daha şeffaf, açık ve demokratik-katılımcı ve
çoğulcu yönetim tarzlarının model tabanlı önermelerini sağlamayı amaçlar.
ÇKS’nin özel bir alana-temaya uygulanmasında aşağıda gösterilen (iki veya daha
çok katmanlı) türden yöntemsel bir sistematik izlenmektedir:
1 Comte’nin bir yanda “değiştirilemez doğa kanunları” çerçevesinde
değerlendirdiği pozitivist bilimsel bakış açısı, diğer yanda “bilimlerin
bilimi” olarak yücelttiği sosyolojinin normları doğrultusunda idealize ettiği
“çok renkli-mistik toplum (Fra. esprit d’ensemble)” imgesi pozitivist düşünceyi
çelişkili kılmaktadır. Diğer yandan Comte, insandaki egoist yaklaşımın
liberalizm gibi bir olguyla birlikte dünyayı vahşete sürükleyeceği -kendi
nitelemesine göre- şeklindeki metafiziksel döneme ait şüphenin, insandaki
“fedakârlık” erdemiyle aşılacağını savunmuştur.
Von Hayek’in ısrarla vurguladığı özgür toplum için vazgeçilemez iki
koşul çoğulculuk ve ekonomik sübjektivizmdir. Her ne kadar bunlar neoliberal
çizgiye uygun ilkeler olsa da, von Hayek kendisinin “neo-liberalizmin babası”
olarak adlandırılmasını reddetmiştir.
*Orwell “1984” adlı romanı ve bu romanda
yarattığı Big Brother (Büyük Birader) kavramı ile tanınır. Kitapta geçen “Büyük
Birader seni gözlüyor” tümcesi, insanların gelecekte totaliter idarelerce
kontrol altında tutularak sürekli baskı altında kalacaklarına dair
projeksiyonlar içermektedir. (Orijinal adı: Nineteen Eighty-Four, Yay. Yılı:
1949)
2
Kaynak: https://www.linkedin.com/company/2984502?trk=hp-feed-company-name (3S İnsan Kaynakları Eğitim ve Yönetim
Danışmanlığı) [Erişim: 24.07.2015]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder