Organizasyonel Gelişim (OG)
birleşik bir yaklaşım değildir. Pek çok yöntem ve tekniği içeren bir terimdir.
OG kavramı planlı, uzun vadeli ve tüm bir organizasyonu kapsayan gelişim ve
değişim olarak anlaşılmalıdır. OG iki hedefe odaklanmıştır: Biri verimliliğin
arttırılmasının yanında yaşam ve çalışma kalitesini yükselmek, diğeri ise bu
meyanda organizasyonda problem çözümlerine yönelik yetileri iyileştirmek (İkili
amaç metodu: Etkinlik ve insan olmak).
OG’de amaç organizasyonel
yapıyı değiştirmek ve bununla ilgili gerekli bilgileri çalışanların edinmesini
sağlamak ve çalışan gelişimini sürekli desteklemektir. Yani ön planda olan
unsurlar çalışanların örgütlenme ve iletişim altyapılarını, tutumlarını ve
becerilerini geliştirmek ve bu bağlamda çalışanın işyeri ile uyumlanma
ayarlarını sıhhatli bir hale getirmektir. Kapsayıcı anlamda OG insan,
yapılanma, görevler-sorumluluklar ve teknoloji gibi öğeleri içerir.1
OG’nin özellikli önlemleri
ve yöntemleri arasında şunları sayabiliriz:
·
Organizasyonel süreçlerin ve yapıların iyileştirilmesine yönelik
önlemler (örnek; takım çalışmasının uygulanması),
·
Çalışan gelişimine yönelik tüm tedbirler (sürekli öğrenme ve
eğitim, kariyer planlaması, kişisel gelişim, güçlendirme-yetkilendirme),
·
İşin insanileştirilmesine yönelik tüm önlemler (grup çalışması, iş genişlemesi, işi zenginleştirme, rotasyon,
anket geribildirim yöntemi ve laboratuvar metodu vb.),
Yukarıdaki şıklarda
zikredilen bazı kavramların iş yaşamındaki açılımları aşağıdaki gibi
yapabiliriz:2
Güçlendirme-Yetkilendirme: Çalışanın sorumluluk alanı genişletilirken uygun
yetkilerle de donatılır.
İş Genişlemesi: Nicel işlerin genişlemesine işaret eder. Görev ve
sorumluluk alanındaki genişleme, çalışanın iştigal ettiği iş birimlerindeki
faaliyetlerine ilave iş elemanları taşır.
Bu durumda yapılması gereken asli işlerdekine benzer şekilde ilave
işlerin elenmesi ve geriye kalanların nitel hale getirilmesi görevini çalışan
üstlenerek bu işlerde uzmanlaşmayı öğrenerek tek yönlü yüklenmeyi ve
monotonluğu minimize etmeyi de beller.
İşi Zenginleştirme: Nitel işlerin genişlemesine işaret eder. İş alanının
içerik olarak büyütülmesi, işgörene geniş bir yaratım alanı sunar. Bu sayede o
kendi yapacağı iş planları, kalite kontrolü ve diğer bölümlerle eşgüdüm içinde
çalışmaya yatkınlaşır. İşi zenginleştirmede erişilmek istenen ideal hedef
çalışanın iş motivasyonunu pozitif yönde etkilemektir.
Rotasyon: Çalışanlar planlama ve duruma göre, farklı işleri yapmak üzere
sistematik olarak işyeri değişimine giderler. Burada hedeflenen tekdüzeliği ve
önlemek ve isteklendirmeyi arttırmaktır. İş rotasyonu çalışanların kendi
branşları haricinde diğer ilave yetkinlikler ve yeterlilikler kazanmasını
sağlar. Bundan başka çalışan diğer faaliyetler hakkında bilgi sahibi olmak
suretiyle işletmenin büyük çaplı bağlantılarına dair geniş bir bakış açısı ve
bilme yetisine haiz olur. Ayrıca işletmeye ilişkin önem, değer ve manaya
yönelik zihni varsıllık edinir.
Anket Geribildirim Yöntemi: Bu metodun uygulamasında çalışana anonim soru formu
verilir. Bu formda; işletme yapısı, iş faaliyetleri ve zaman planlaması (nesnel
“sert değerlendirmeler”), işyeri iklimi, amirlerin yönetim tarzı ve iş
memnuniyeti (öznel “yumuşak değerlendirmeler”) vb. sualler yer alır. Elde
edilen veriler değerlendirildikten sonra çalışanlara ve yöneticilere iletilir.
Değerlendirmeler üzerine atölye çalışmalarında tartışılır. Burada amaç, aşamalı
olarak tanımlanan problemler için çözüm önerileri bulmaktır.
Laboratuvar Metodu: Birkaç günlük eğitimlerde farklı bölüm çalışanları
karşılıklı tanışmak için bir araya gelirler. Gruplar halinde sosyal yönlü
ilişki için faaliyetlerde bulunurlar. Her çalışan kendi eylemlerini tanır ve
farkındalık edinmeye gayret eder ve gerekli ise değişimler için aksiyonlar
alır.
İşletme uygulamalarında umut
uyandıran OG’de hedef işletmenin verimliliğini ve çalışanların çalışma
koşullarını eş zamanlı iyileştirmektir. Ancak, OG’nin avantajları olduğu gibi
dezavantajları da vardır. Avantajları;3
· - İkna Edicilik: Aşamalı eylem ve aktif
katılım, çalışanların değişimlere karşı muhtemel direnişini azaltır.
· - Yalıtılmamış Aşamalar Yerine
Bütüncül Yaklaşım: OG reorganizasyona kıyasla bölümlerde ve alanlarda zayıf yanların
düzeltilmesini sağlamaz, ayrıca kapsayıcı değişimleri de gerçekleştirir.
· - Hedef Olarak Çalışan Yararı: Daha fazla sorumluluk, daha
iyi iş koşulları, sürekli eğitim…
Dezavantajlar olarak;4
· - Eksik Kalabilecek Müşteri ve Pazar
Perspektifi:
OG’nin ikili amaç yönelimi, etkinlik ve insancıllaş-tır-ma
pazara ve müşteriyi yönelimi zayıflatabilir. Böylelikle OG’nin asli hedefi olan
pazar etkinliği ve müşteri yakınlığı ihmal edilebilir.
·
OG sistematik ve verimli olma açısından eksiklikler
barındırabilir. Acil durumlar için değişim konsepti yetersiz gelebilir, çünkü
taslak “küçük adımlar” ile dönüşüm fikrini içerir.
·
Uzun vadeli dönüşüm işletme huzursuzluğu yaratabilir. Ayrıca,
OG’ye karşı olan genel tepkisellik nedeniyle birbirinden oldukça farklı
tanımlar ve prosedürler ortaya çıkmaktadır. Bugüne değin üzerinde mutabakat sağlanmış
genel bir OG konsepti bulunmamaktadır.
Literatürün
önemli bir kısmında OG, örgütsel davranış paradigması kapsamında gösterilmekte olup,
öğrenen organizasyon (ÖO) fikrinin de OG’den kaynak alan disipliner bir dal olduğu
vurgulanır. Diğer bir kısım alanyazında ise OG, örgütsel davranıştan ayrı bir
kuram ve ÖO OG’nin modüler bir alt sistemi olarak kabul edilir.
OG
üzerine yapılan araştırmalarda uygulayıcıların genel görüşü, OG’nin kapsamlı
pratiğinin sistem oturtulana değin en az 3 yıllık bir süre gerektirdiği için
sadece az sayıda işletme tarafından uygulanabilir olduğu yönündedir. Çoğunlukla
zaman baskısı ve beklenmeyen durumlar (ciro azalması, teknolojik yeni
gelişmeler ve uyum süreçleri, üst yönetim değişiklikleri vs.) nedeniyle ortaya
çıkan acil ve öncel değişiklikler OG proseslerinin kesilmesine zorunlu olarak
sebep olmaktadır. Diğer yandan öncellik ve aciliyet arz etmeyen durumlarda
gerek yöneticiler gerekse diğer çalışanlar işletme içinde OG gibi değişim
programlarının uygulamaya konulmasını ek iş yükü olarak görmekte ve bundan
ötürü isteksiz olmaktadırlar. OG gibi geniş kapsamlı ve içerikli süreç zengin
programlar için işletmelerde “uygun zaman penceresi” açılamamaktadır.5
OG
bağlamında ÖO dışında bahsedilen alanlar şunlardır: Grid-Model (GM), Birlikte
Karar Alma, Grup Çalışması, Organizasyon Denetimi, Organizasyon Psikolojisi,
Personel Gelişimi, Sistemik Organizasyon Danışmanlığı, Kişisel Gelişim, İdari
Etik vs. Bunlar arasında 1960’lı yıllarda oldukça tanınan ve Exxon Mobil’de
geniş uygulama sahası bulan, halen de bazı batılı büyük şirketlerde uygulanmaya
çalışılan, günümüzdeki esnek yönetim modellerine esin kaynağı olan ve Türkiye
gibi birçok yeni sanayileşmiş olan ülkeye (Newly Industrialized Country-NIC) son
30 yıldır transfer edilen GM’dir. Adından da okunacağı gibi bu model, yönetimi
“parmaklıklara-kafese” koyarak üstten
alta doğru tüm sevk ve idarenin elindeki yönetim erkinin, her bir işletme
katmanına yaygınlaştırılmasının eğitim aracılığıyla bizzat yaşanmasını önerir.
Bilimsel bir model olarak söz konusu yaklaşım, yönetimde çalışanlar ve
branşlara özgün kılınan görevlerin uyumlanarak yöneltimini sunar.6
OG
kapsamına entegre edilen GM’de modelin sürekliliği için bu doğrultudaki programlar
çerçevesinde ilgili eğitimlerin yapılması şart koşulmaktadır. Diğer yandan GM
çalışanların üst yönetime dair özellikle değişim konusunda yapıcı kritik
yapmalarını ister. Tabiidir ki bu durum üst düzey yöneticiler için hiç de hoş
olmayan bir husustur, zira yöneticiler tarzlarının alttakiler tarafından hesaba
çekilmesi yerine, onların kendi istedikleri doğrultuda kendilerini
değiştirmelerini isteyeceklerdir. Görüleceği üzere formel tanımlamalara dayalı
modellerin birebir uygulamalarındaki zorluk, sıkı formatlanmış modellerin yol
açabileceği sert günlerin ardından eski prosedürlere geri dönüşü tetikler (eve
geri dönüş etkisi). Burada modellemeler için devreye sokulacak tazeleme
fazlarının ne kadar yararlı olacağı ise soru işaretleriyle doludur.
Gerek
OG’de gerekse alt dalı olan GM’de klasik yönetim modellerine karşı göze ve
kulağa hoş gelen yönler olsa da, örgütsel davranış öğretilerinde son yıllarda
sıklıkla zikredilen ”işgörenlerin örgüte katkıda
bulunmak için istekli olarak gösterdikleri rol fazlası, gönüllülük esaslı
bireysel davranış” söylemi öncelikle gerçekçilik ve devamında beklentilerin
formele dönüşümü açısından neredeyse hayal mesabesindedir. İnsanların
gönüllülükten anladığı şeyler genel olarak yapmaları gerekli ve zorunlu
işlerin, hatta ortamların dışındakiler için geçerlidir. Bilhassa maddi yönden
tam olarak tatminin sağlanamadığı durumlarda bireylerden gönüllülüğe yönelik
girişimler beklemek beyhudedir; hele ki bireysel seçim topluluk tercihine
dönüştürülmüş ise…
1
Erişim:
http://www.managerseminare.de/downpdf/LernOrg.pdf [16.04.2015]
2
Erişim:
http://www.managerseminare.de/downpdf/LernOrg.pdf [16.04.2015]
3-4
Erişim: http://www.sozialnetz-hessen.de/ergo-online/Arbeitsorg/G_OE.htm?csok=3
[16.04.2015]
5
Schulte-Zurhausen, Manfred, Organisation, 5. Auflage, Vahlen Vrlg., München,
2005, s. 44
6
Erişim: http://de.wikipedia.org/wiki/Managerial_Grid [16.04.2015]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder