5 Ekim 2014 Pazar

İş’in Teorisi 8/4: Toplam Kalite Yönetimi’nde Uyum ve Uygulama Sorunu

Toplam Kalite Yönetimi (TKY), süreç kalitesinin, her türlü ürün ve hizmetlerin iyileştirilmesi ve müşterilerin en üst düzeyde memnuniyetinin temini için gerekli tüm organizasyonel tedbirlerin alınması, sevk ve idaresidir. Doğal olarak, TKY’nin çeşitli tanımlamaları vardır. Ancak, bizi burada ilgilendiren öncelikle mevzu tanımın içeriğini irdelemek ve ön plana çıkan farklı TKY modellerinin tanıtımını özetlemektir. Hizmet olgusunun dayanağı gösterilen performanstır. Bu nedenle, hizmete ilişkin performans bir yönüyle örgüt içi performanslar, diğer yönüyle ise müşteriye sunulan hizmete dair olanlardır. İktisadi bilimler kalite yönetimini fonksiyonel yönetimin kısmi alanı olarak görürler. Bu bağlamda, TKY’nin ana amacı işin etkililiği ve etkinliğini, yani iş ve yönetsel işletme süreçlerinin kalitesini sürekli arttırmak ve bunu sürdürülebilir kılmaktır. İçerik yönüyle; iletişim yapılarının optimizasyonu, profesyonel çözüm stratejileri, müşteri memnuniyetini korumak ve arttırmak, tüm paydaşları motive etmek, belirli davranış ve iş süreçlerinin standardize edilmesi, ürünler ve hizmetler için spesifikasyonların belirlenmesi, dokümantasyon, eğitim, iş yerlerinin düzenlenmesi ve donanımı gibi örnekler verilebilir.10 Yani, kalite bir yönüyle pazarlanan ürünlere ve hizmetlere, diğer yönüyle ise örgütün iç süreçlerine odaklanır ve ürün ile süreç açısından tanımlanan ölçü-lere uygun ve uyumlu olmalıdır. Bu noktada farkında olunması gereken husus; uygunluk ve uyumluluk unsurlarının dışsal betimlemesi ile içsel koşullamaların birbirini örterek karşılaması ve beklentilerin yerine getirilmesidir. Kalite yönetimi öngörülen kaliteye yöneliktir, yoksa bazılarının sandığı gibi yüksek kaliteye sevk eden bir organ-araç değildir. Son derece ucuz bir ürünün imalat süreci de kalite yönetiminin konusu olabilir pekâlâ. Örneğin, ISO sertifikasyonu ürün kalitesi üzerine bir açılım yapmaz, onun konusu üretim sürecindeki kalite yönetimi ile ilgilidir.  

Ürün ve hizmetin üretildiği her sektörde olması gereken kalite yönetim sistemi, organizasyon anlayışı açısından her işletmede ayrı bir bölüm olarak yer almaz. Bu işe ciddiyetle yaklaşan şirketler, biçimsel veya biçimsel olmayan bir tarzda kalite yönetimini üst yönetimin çekirdek görevlerinden biri olarak kabul ederler ve sistem olarak bir veya birkaç modeli benimseyerek uygulamaya geçirirler.

Batı kaynaklı uygulamaların başında ISO ve EFQM sistemleri en tanınmış ana model-lemelerdir. Bunlar yıllar içinde adeta standart formatlar haline gelmiştir ve kalite yönetimi için yöntem olarak da düşünülebilirler. EFQM (European Foundation for Quality Management) Modeli, boyutu ve sektörü ne olursa olsun tüm kuruluşlar tarafından kullanılabilen bir değerlendirme aracıdır. Model kuruluşlara, mükemmellik kavram ve kriterlerini dikkate alarak kendi değerlendirmelerini yapmalarına, güçlü ve iyileştirmeye açık alanlarını tespit etmelerine ve sürekli gelişim yaklaşımıyla gelişim planlarını hazırlamalarına yardımcı olur. EFQM, Avrupa firmaları arasında rekabetçiliği desteklemek üzere 1992 yılından bugüne kadar, her yıl bu Modeli en iyi şekilde uygulayan kuruluşları Avrupa Mükemmellik Ödülü ile ödüllendirmektir. Avrupa Mükemmellik Ödülü, Deming (Japonya) ve Malcolm Baldrige (Amerika) ile birlikte iş dünyasında "Mükemmellik" alanında verilen en saygın üç ödülden biridir.11 Sertifikasyonu ISO’da olduğu gibi denetim süreci vasıtasıyla yapılır.  ISO’ya nazaran en bariz farkı da rekabete dönük ödüllendirme programı içermesidir. Bunun dışında, inovasyon ve işletmenin tüm bölümlerine yayılan ve diğer EFQM kullanıcıları ile birlikte sürekli öğrenmeyi istikrarlı iyileştirme için koşullar ve teşvik eder. Dünya çapındaki en iyi uygulamaları temel alarak oluşturduğu mukayese ortamı ile bir işletme için imkânı olmayan maksimum puanı hedef aldığından mükemmelleşmenin hiçbir zaman ve biçimde sınırlandırılamayan bir olgu olduğunu gösterir ve sürekli iyileştirmenin temelini bu varsayım üzerinden yapılandırır: Hiçbir zaman erişilemeyecek mükemmellik. Böylelikle, sürekli iyileştirme için ISO’ya nazaran çok daha yüksek düzeyde bir motivasyonun oluşmasına zemin hazırlar. EFQM yalnızca işletmelere yönelik olarak değil, aynı zamanda hizmet kurumları ve sosyal kuruluşlar için de uygulanabilir bir sistem sunar.

ISO ve EFQM haricinde bazı belli başlı kalite yönetim sistemleri olarak daha özgün ve kapsamlı olarak nitelendireceğim modellerden, Kaizen, 6Sigma ve Yalın Yönetim gibilerini sayabiliriz. Bu sistemlerin özelliği, her şirketin belirli yöntemleri kullanarak kendi yapılarına ve şirket kültürlerine uygun bir kalite yönetimi kurabilmesi imkânını sunmasıdır. Standardizasyon ve dokümantasyon yönetimi ISO’daki gibi oldukça katı normlarla çerçevelenmemiştir. Ekip çalışması ve liderlik gibi unsurlar ön plana çıkmış araçlardır. Günümüz Japonya’sının eriştiği gelişmişlik düzeyinde Kaizen’in sebatla uygulanmasının rolü çok büyüktür. Bu bağlamda bilhassa Uzakdoğu Asya’da Kaizen sıklıkla uygulanan bir sistem olmakla beraber, bu ülkelerin diğer ülkelerdeki işletmelerinde de aynı sistem o ülke insanına uyarlanarak yürütülmektedir. Ancak, Kaizen’de de yöntem dışarıdan bakıldığında oldukça esnek gibi görünse de, özellikle geribildirim hususunda sıkı bir merkeziyetçilik vardır. Bu durumun sıklıkla detaycı bir hal almasının çalışanları zaman zaman demotive ettiğini belirtmek isterim. Bu nedenle, gerek üretim gerekse tedarikte bazı önemli hatalar ortaya çıkmaktadır. Örneğin, büyük övgülerle bahsedilen Toyoto’ da ortalama üç yılda bir bazı üretim hataları nedeniyle satılan bazı modeldeki otomobiller geri çağrılmaktadır. Aynı şekilde, tedarikçi takip-kontrolündeki boşluklar ve gevşemeler nedeniyle tedarikçiden zamanında sağlanamayan ara ürünler nedeniyle milyarlarca dolarlık zararlar meydana gelmiştir.  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yönetimin Sosyolojisi: Çok Katmanlı Sistemler ve Ticari İşletmelerin Temel Gerçekliği - 3

Araçsallaştırılan yönetişimi dinamik kılan başlıca unsur eyleme yönelik olması ve eylem araştırmasında temellendirilmesidir. Söz konusu ey...