23 Ekim 2014 Perşembe

İş’in Teorisi 9/6-2: Kapsayıcı Strateji – Politikanın Fayda Amaçlı Araçları: Kapsayıcı Strateji ve Değer Tabanlı İş

"İyi Yönetişim" politik genleşmedir ve pek çok yetkinliği içerir. Örneğin, işletmelerin akademya ile işbirliği içinde yerel ve küresel boyutta kamuoyu alanını dahi kapsayıcı stratejik yönetişime eklemlemesi, hukuk düzleminde anayasa, kanunlar vs. çalışmalarında şirketleri sürece dâhil etmeleri, iş hayatının kavram derinliğinin kapsama alanını toplumu, doğayı, çevreyi vb. içine almasını sağlaması önemli yetkinliklerdendir. Diğer yandan stratejik yönetişim temelli işletmelerde, ilkesel olarak “birim rasyonalizasyonu” olarak adlandıracağımız metodik süreç altında, somut ve soyut hususlara ilişkin araçsal yöntemler bulunmaktadır. Bunlar üretim, malzeme/stok, mali ve finansal vb. süreç karakterli alanlara dair olup; maliyet düşürme, yüksek katma değer oluşturma –ki ücret ve soyut değer üretimi de buna dâhildir-, nakit akış hızı-stok devir hızı, alacak vadesi (DSO)-ödemeler vadesi (DPO), verimlilik, üretim-bakım-işçilik tabanlı personel maliyet değerlendirmesinin ücretlendirme sistemine dâhil edilmesi vb. değişkenlik arz edebilen unsurlardır. Bu noktada, tüm değişken unsurların oluşumu insan, ona ait olan çok yönlü emek ve üretim araçları kaynaklıdır. Hal böyle iken, soru(n) şudur: Stratejik bağlamda bir şirket, bu oluşumlar ve tüm süreçler içinde nerede durmaktadır, sürece katkısı nedir ve ilişkiler yönüyle konumlanmasına yönelik analizler ve değerlendirmeler yapmakta mıdır? Buna bağlı olarak katkının, payın parasal değeri ikincil öneme sahiptir. Öncel olan işletmenin odaklanma alanının insan mı, yoksa insanı soyutlayabilen, hatta yan fonksiyonlara indirgeyen çeşitlendirilmiş ve dahi karmaşık süreçsel alanlar mı olduğudur? Bir işletmenin yönetimi gerçekten samimi ve bilinçli olarak birebir insanla ilgilendiği ve “sahaya indiği” takdirde, insanın yarattığı maddi-manevi değere, insan için yapılan harcamanın misliyle geri dönüşüne ortak olacaktır.
Kapsayıcı stratejinin işletmenin içine dönük işlevi, dışa dönük olandan daha önemlidir. İşletmenin başarısı zamana yayılı bir oluştur ve bunu içe dönük uygulamaların kalitesi belirler. Şirketleri dar zamanlarda koruyan ve gerektiğinde kurtaran anahtar insandadır. Bu nedenle, kapsayıcı stratejinin politikanın tümselliği altında gerçekleştirdiği kompartmanlaştırma işleminde öncel rol, çok katmanlı yönetişim sisteminin her boyutuna nüfuz etme kabiliyetine haiz kılınması gereken İnsan Kaynakları/İnsan Değerleri bölümüne biçilir. Politikanın bu noktadaki yaratıcılığı işletmeye özgün yönetişim fonksiyonlarını üretmesidir. Bu bağlamda, işletme politikası kullanışsız ve adeta temayül haline gelmiş, insan ve ortam yabancılaştırıcı ithal süreç, sistem ve teknik yönetim modellerine mesafeli durarak, insan ve çevre (iç-dış) faktörlerini ön plana alan, dengeli bir açıklık, hesap verebilir, özgür ve insan üretkenliğine, çalışkanlığına ve kabiliyetlerine hak ettiği değeri veren (stratejik) özgün-uyumlu sistemlerin oluşturucusu ve yürütücüsü olmalıdır. Bu sayede departman etkinliği ön plana çıkarılabilir ve üst yönetimde alan kazanımı sağlanabilir.  
“İyi Yönetişim” değişim olgusunda etkin rol oynayan, iki değişim türü olarak belirtilen “stratejik veya operasyonel/işlemsel” yaklaşımları, aşılmış karar süreçleri olarak görür.  Özellikle, Orta ve Kuzey Avrupa iş dünyasında etkin olan Germen çalışma felsefesi, politika ve bütünselliğini asli idari mihenk taşı ve belirleyici olarak ön plana alır. İşletme rasyonalizasyonu ve çalışan ilişkileri açısından sosyalizasyon politikanın ana ayak faktörlerindendir. Hangi durum ve ortamsallıklarda stratejik, hangilerinde ise operasyonel “davranılacağı” politika tarafından belirlenir. İşletmenin geniş bütçeli, mutlak lüzumlu ve titiz ön projeler vasıtasıyla projekte edilen yatırımları stratejik bağlamda değerlendirilir. Yatırım dışındakiler ise ya proje bazlı çalışma ya da faaliyetler şeklinde yürütülür. Yönetişimin zihinsel ve rasyonel tutumu, bu konularda görece muhafazakârdır. İşin yürütümü, çok zorunlu olmadıkça ve herhangi bir şekilde yüksek fayda sağlamıyorsa, sistem üzerinde değişimi gündemine almaz. Gideceği noktaya değin gelenekseli sürdürür. Bu durum gerek çalışma sistematiği gerekse üretim ana ve yan araçları için de geçerlidir. Yeterli fayda, iktisadi davranış, birikim, kullanım tasarrufu, israftan titizlikle uzak durma, gerekli işbirlikleri vb. ön plandadır.
Aslında, yönetişimin kapsayıcı stratejinin bir öğesi ve her ikisinin politik fayda zihniyetine dayalı araçlar olarak kullanılması çoğunlukla yaşam içinde oluşan problemlerin çözümü ile yakından alakalıdır. Politika açısından, zuhur eden problemler fayda elde edilebilecek alan açılımlarına vesile olması yönüyle birer fırsat olarak görülür. Herhangi bir sektörel sorunun giderilmesi, bundan hem kendi içinde maddi ve manevi yarar sağlamak hem de yarar ve anlam üzerinde yükselen değer oluşumunun yarısını realize etmek açısından avantaj sağlar. Anlamın sağlanması da ağırlıklı olarak sosyalizasyon ve insanileşme ile ilgili olduğundan toplumsal olana ve doğal çevreye ilişkin çalışmaların işletme politikası tarafından belirlenmesi yerinde olacaktır (Bu hususta Unilever, Nike gibi şirketler iyi birer örnektir). 
Şirket politikası değeri kapsayıcı hedefler oluşturmakta önderlik sorumluluğu taşır ve sıradan iş yapmayı kabullenmez. Küresel anlamlandırmanın ortaya koyduğu politika, ürün ve hizmete yönelik sistemleri, temel anlamda müşteriler için değerin maksimize edilmesini içerir: Yani, müşteri kavramını öncelikle insan olarak anlamak, sonra iç-dış olarak içselleştirmek ve alıcıların ihtiyaç ve arzuları çerçevesinde organize olarak insan odaklı sisteme geçmek. Artık şirketin kendine dönük yönetim anlayışı işletmenin organizasyonunda belirleyici değildir. Bunun yanı sıra arz odaklı bakış açısı da geri planda kalmalıdır. Ayrıca işletmedeki uzmanlık yerel bağlamda her çeşit hizmeti sunan parçalanmış bir sistem yerine, yüksek değerli ürün ve hizmet sunmak amacıyla özel durumlara yönelik hizmetlerin  doğru lokasyonlarda toplandığı bir sistem oluşturulmalıdır. Bu bakış açısı, sevk ve idareye ve dahi hizmet veren ve alana ilişkin bir problematik üzerinden bir değişimin gereği olarak okunabilir. Burada önemli olan tüm yürütümün politikanın belirlediği doğrultuda yapılmasıdır; böylece yönetimin sadece talimatlandırmaya dayandırdığı iş istemi yaparak aradan çekildiği ve adımlara dayalı iş görme gibi bir iş söz konusu değildir. Burada sözünü ettiğimiz işletmenin tüm insan değerleriyle sahiplendiği ve politikanın şekillendirdiği kapsayıcı strateji işin merkezindedir ve iş “değer tabanlı” olarak dönüşümle iç içedir.  
Değer tabanlı iş organizasyonu ürün ve hizmetin değerini artırmayı, politik belirleyicinin kapsayıcı strateji vasıtasıyla koyduğu hedef olarak vazife edinir. İşletmelerin asli işlerini tanımlayan politika, bu işlerin ne kadar iyi uygulandığını takip ve kontrol eden sistematiği de kapsayıcı strateji altında düzenler ki, bunun anlamı hedefin yönetim kurulu ve üst düzey yöneticiler tarafından da benimsenmesi ve ellerini taşın altına koymalarıdır. Zira kapsayıcı stratejinin altında bütünleşmiş değer tabanlı iş organizasyonu, geçmişten ciddi biçimde kopmayı gerektirir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yönetimin Sosyolojisi: Çok Katmanlı Sistemler ve Ticari İşletmelerin Temel Gerçekliği - 3

Araçsallaştırılan yönetişimi dinamik kılan başlıca unsur eyleme yönelik olması ve eylem araştırmasında temellendirilmesidir. Söz konusu ey...