“Kapsayıcı Strateji” tabiri, iş dünyasında son 40 yılda gerçekleştirilen
tüm gelişim ve aşamalara rağmen, halen birçok işletmenin klasik strateji görüşünde saplanıp kaldığı kısırlığı aşmak
amacıyla, -strateji sözcüğünün önüne veya ardına hangi tamlayıcı sıfat-isim
gelirse gelsin çok bir şeyin değişmeyeceğinin bilincinde olunarak- asli
yürütücü gücün politika olduğuna dikkat çekilmek için kullanılmıştır. Eğer bu
hususa dair işletmeler farkındalık sahibi olmazlarsa “İş’in Teorisini” anlayamayacaklar
ve gördükleri, yaptıkları işler –ister faaliyet, ister proje bazlı- rutin
dışına uzanamayacaktır. Bunun anlamı insan yaratıcılığının körelmesi, işletme
körlükleri ve küresel gelişimin hem okuma-anlama hem de ona ortak olabilme
bağlamında gerisinde kalmak ve taşeron usulü götürü iş yapmaktan veya
distribütör olmaktan öteye gidememektir. Peki, bu kötü bir şey midir? Hayır,
ama kürevi düzlemde özgün ve önemli rol sahibi aktör olmak iddiasında
değilseniz; işletmeler üzerinden ülke olarak çeşitli sıkıcı sorunlarla uğraşmak
zorunda kalırsınız ve bırakın elinizde sağlam bir kartınızın olmasını, masanın
yanına dahi yaklaştırılmazsınız. Unutulmamalıdır ki mikro gelişimler ve girişimler, teknolojik veya sosyal boyutlu, çok
katmanlı sistemlerin karşılıklı etkileşimindeki dünyada sağlam bir altyapıya
sahip olmanızın öncel koşuludur. Örneğin, günümüzde Çinliler doğaçlama,
esneklik ve hız, bazı küçük ölçekli Türk IT şirketleri ise yerel anlayış
üzerinden geliştirdiği “müşteriye uçtan uca hizmet” gibi politikanın
şekillendirdiği stratejik düşünce ürünleri ile küresel ölçekte rekabete
girmektedirler. Bugün dünyanın en etkin ve büyük şirketleri esamelerinin
okunmadığı zamanlardan günümüzdeki durumlarına, oluşturdukları politika
yapılanmasının yarattığı özenli ve sabırlı kapsayıcı stratejik çalışmalar
sayesinde erişmişlerdir. Bir işletmenin politikasının temelindeki yapı
taşlarından biri insan davranışlarını titizlikle okumak, sorunları keşfetmek ve
bunların üzerinden politikalarının belirlediği kapsayıcı stratejik yaklaşımlar
vasıtasıyla çözüm alternatiflerini sunmak ve bunları insanların
ihtiyaçları-arzuları doğrultusunda tasarımlayarak sürekli yenilenmeye dayalı
olarak üretmek, pazarlamak ve arz etmektir. Tüm bu süreçsel düzlemde öne çıkan
bir veya iki şirket olacaktır; bunlar işletmesel politika alanını doğal olarak
genişletirler ve belirli bir süre sonra başkaları kendi özgün politika
tarzlarıyla meydan okumalarını yaparlar. Bu meydan okumanın açığa çıkardığı
işletmesel enerjiyi kontrollü kılan politikanın belirlediği kapsayıcı stratejidir
ve bu da zamana yayılı olarak sadece üretim, pazarlama-satış, rekabet gibi
aktiviteleri değil, rasyonalizasyonun yanında her türlü sosyal ve özellikle
insani değerleri şekillendirir. Kapsayıcı strateji aşamalı sistematik
şablonları üretmekle mükellef olmasının yanı sıra, mutlaka işletmenin farklı,
yaratıcı ve somut-soyut değer yaratım eksenli olmasını mümkün kılmalıdır.
Yukarıda
belirttiğimiz politika, kapsayıcı strateji, çalışmalar ve iş gibi kavramları bir bütünün parçaları gibi
görmek mümkündür; ancak böyle bir okuma indirgenmiş holistik bir
zorlama-yorumlama olacaktır. Genel anlamda taslak bir konseptin varlığından söz
edebiliriz, ama detaylı bir model-paradigmanın geliştirilip sunulması ayrı ve
geniş kapsamlı bir çalışmanın konusudur. Bizim bu projedeki sunumumuz ise çok
daha dar bir alan çalışmasıdır. Clausewitz’e tekrar geri dönecek olursak; onun
teorik katkılarından “en önemli” kategorisine şahsımca yaptığım bir
yorum-çıkarsama olarak dâhil ettiğim husus şudur: Politika, tasavvurların hayata
geçirildiği ilk alanın adıdır. Onun kapsamını genleştiren insanın düşünme ve
tahayyül gücüdür. İşte bu güç politikanın doğasındaki gücün de kaynağıdır.
Yoksa stratejiler, planlar veya yönetim modelleriniz, politikanın onlara
yükleyeceği güç olmadıkça durağanlığa mahkûmdurlar. Bundandır ki, insanlık
tarihinde insanın kurduğu, yapılandırdığı ve yürütüm için kendi adına hizmete
soktuğu bir mefhum olan devlet, erkini insanın yaratıcı gücünden alır. Bu
bağlamda politika dinamik bir olgu olarak amacı üstün bir biçime sokarak (Alm.
Zweck), hedefleri her türlü değişimleri ve dönüşümleri göz önünde tutarak
belirler; politika gayeden, gaye de hedeflerden üstündür. Bunlar ve bunlara
erişimdeki her şey araçtır ve hepsi politik güce-iradeye tabidir.
Yaşamın
hemen her alanında olduğu gibi zaman ve mekânı, bunlarla birlikte derinliği ve
genleşme kuralını-varsayımını okuyamayanlar geride kalmanın öncel adaylarıdır.
30 yıl öncesinin tezleriyle varılacak nokta belli ise ve bu noktanın daha
ilerisine geçilemiyorsa, bunlarda ısrar etmek kondisyonel bir zaaftır.
İlkeleriniz, bakış açılarınız veya dünya görüşünüz (Alm. Weltanschauung) bir
zamanlar son derece uygun, öncü ve iyi olabilirler, ama bu bunların bugün de
aynı niteliklerle, zamanın ve mekânın gereklerine uyduğu anlamına gelmez. Bu
çalışma boyunca sıklıkla vurguladığımız tümsel politika ve onun öncelliği, kesp
ettiği güç ve iradeyi dönüştürücü dinamiği ile zamanın ve mekânın günümüze
kattığı çok katmanlı-boyutlu sistemlerde yürürlüğe koyar. Ama bu noktada
soru(n) şudur: Kimler bu hususta farkındalık sahibidir?
Strateji,
bir işletmede gerçek anlamda etkin ve geniş bir öneme sahip olmak zorunda ise,
tipik geleneksel anlayış terk edilmelidir. Mesela, bir şirket için yegâne
stratejik hedef olarak pazar payını ve satışları arttırmak, böylece büyümek
veya karlılık belirleyici değer ise, o şirket yaşamın ve toplumun periferisinde
eklemlenmiş küçük bir parçadır. Eğer strateji, maddi ve manevi yüksek bir amaca
yönelik olarak, onu realize etmek ve gerçek anlamda değerler yaratmak için
politikanın belirleyici iradesi çerçevesinde kapsayıcı bir karaktere haiz
olabiliyorsa, kendisini oluşturan insanın yaratıcılığı sayesinde yaşamın ve
toplumun merkezine oturabilir. Yerel ve küresel anlamda toplumlar için daha
fazla şey ifade etmeye başlayan şirketler, işletme zihniyetini sadece
ihtiyaçları, arzuları karşılayan ve bu bağlamda karlı pazarlar oluşturan şirket
olmaktan daha ötesine; insanlar için eğitim, maddi-manevi sağlık,
sosyalleşme, değerler, güzel ahlak ve
erdem gibi çok geniş bir alana sahip konularda katkı sağlayıcı, zenginleştirici
bir şirket olmaya evirmeleri ve dönüştürmeleri gereklidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder